Büyüleyici Kapadokya Seyahati

Sizlerle bir yılbaşında beyazlara bürünmüş Kapadokya'ya yaptığım seyahati paylaşmak istiyorum. Kapadokya belki de yılın her dönemi seyahat etmek için ideal bir destinasyon ancak karların altındaki Kapadokya peri masallarında anlatılan bir romantik aşk hikayesi gibi.

Kapadokya deyince hepimizin aklına yeryüzünün mucizelerinden biri olan peri bacaları gelir. Bu jeolojik kaya oluşumları aslında gözünüzün önünde zamanın bir tanığı gibi. Ancak Kapadokya'nın mucizeleri sadece peri bacaları ile sınırlı kalmıyor; inanılmaz taştan yer altı şehirleri, doğa harikası vadiler, lezzetli şarapları da seyahat edenlere unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Blog yazısına başlamadan önce bir kaç tavsiyede bulunmakta fayda var. Öncelikle sizler de Kapadokya'yı kış aylarında seyahat edeceksiniz sıcaklığın -10°C'lara kadar indiğini söylemem gerekir. Bu sebeple hazırlıklı gidin. Yine kış aylarında seyahat edecekler için eğer balon turu yapma planlarınız var ise hava şartlarının çok önemli olduğunu hatırlatmak isterim. Bizim maalesef planladığımız balon turu kar yağışı sebebiyle iptal olmuştu. Gitmeden bir kaç gün önce hava şartlarını kontrol etmekte ve balon yolculuğunu ona göre planlamakta fayda olabilir. Ayrıca kesinlikle sıkı giyinin, aman üşütmeyin. 😊

Ben de seyahatimizin ilk başladığı yerden bloguma başlamak istiyorum; Ihlara Vadisi...

Ihlara Vadisi

Ihlara vadisi doğal olaylar sonucu şekil almış tam bir görsel şölen. Öncelikle biraz yürüyüş yapmaya ve merdiven inip çıkmaya hazırlıklı olmanız gerekiyor. Vadiye üstten bakış ve vadinin içine inip yürümek gerçekten muhteşem bir deneyim. Vadinin kalbine inmek için dik merdivenlerden aşağıya doğru yürümek gerekiyor. Özellikle karlı havalarda dikkatli olmanızı öneririm. Ortasından geçen cılız bir nehir ve kazların gezindiği bir manzara, yerde gözünüzü alan bembeyaz kar örtüsü, evinizde duvarınıza asacağınız paha biçilmez bir resim gibi. Vadinin içindeki ufak kilise de mutlaka uğramaya değer. Ayrıca vadi içerisindeki yürüyüşünüzde kayalar içine oyulmuş eski yaşam alanlarını da göreceksiniz. İnsanların bundan yüzyıllar önce burayı mesken tutmuş olması ve kayalarda bıraktıkları izler sizi zamanda ufak bir yolculuğa çıkarıyor. Uzun bir yürüyüşün ve manzaranın tamamen içinize işlemesinin ardından, sıcacık bir çay ya da sıcak çikolata molası vermenizi mutlaka öneririm.

Kaymaklı Yeraltı Şehri

M.Ö. 8. yüzyıla uzanan bir tarihe dayanan ve UNESCO Dünya Kültür Mirasları arasına alınmış bu insan yapımı şaheserleri mutlaka deneyimlemenizi tavsiye ederim. Öncelikle yerin 8 kat altına kadar inen bu yeraltı şehrinin 4 katı ziyarete açık ve tur eşliğinde yerin derinlerine doğru yavaş yavaş inebiliyorsunuz. Klostrofobisi olan kişileri baştan uyarmakta fayda var. Turun bazı noktalarında dizinizin üstünde emekleyerek küçük alanlardan geçmeniz gerekiyor. Ancak bu görkemli yeraltı şehrine ilk adım attığınız andan itibaren atmosfer sizi iliklerinize kadar etkiliyor. Yüzyıllar önce insanların düşman akınlarından korunmak adına şehirlerini yerin altına taşıdıkları, hayatlarının büyük bölümlerini burada geçirdiklerini düşündükçe, günlük işleyişten kalma izleri gördükçe kendinizi o zamanlarda orada yaşayan bir yerli gibi hissediyorsunuz. Mutfak için kullanılan, dini ibadet için kullanılan, ölülerin gömüldüğü gibi ayrı ayrı bölümleri gezebiliyorsunuz. İlginç bir bilgi de dışarısının sıcaklığı ile içerideki atmosferin tamamen zıt olması. Dışarıda soğuk bir kış havası hakimken içerisi kalın montların altında tertelecek cinstendi. Tur rehberimizin söylediğine göre de yaz aylarında içeride serin bir hava hakim oluyormuş. Mimarinin hava akımları ile iç atmosferi dengeleyecek şekilde yapılmış olması da bir hayli etkileyici.

Şarapevleri ve Sokaklar

Kapadokya'nın en meşhur turist etkinliklerinden bir tanesi de hiç şüphesiz şarap tadımı. Şarapseverler için bir çok farklı lezzet seçeneği sunuyor. Seyahatinizin bir noktasına mutlaka bir şarapevine de uğramayı eklemenizi öneririm. Bazı şarapevleri belirli saatlerde rehberli tadım aktiviteleri düzenlediği gibi, bazı şarapevleri de satışa çıkardıkları şarap serilerini günün her saatinde alıcıların tadımına sunuyor. Dönüşte bir kaç tane esktra şarap şişesi sığacak şekilde çantanızı organize etmenizde fayda var. 😊

Şarapevleri haricinde başka bir önerim de güzel bir akşam yemeği sonrası sadece muhteşem şarapların tadına varabilmek için bir şarapevini ziyaret etmek. Benim önerim size "Efendi Wine House" olacaktır. Farklı tadım menüleri ile farklı şaraplar deneyimleyebilir ya da arkadaşlarınız ve sevdiklerinizle birlikte açacağınız güzel bir şişe şarabın tadına şömine yanında uzun sohbetler esnasında varabilirsiniz. Soğuk kış aylarında dışarıda kar yağışı hakimken bizim tercihimiz bol tarçınlı ve aromalı içimizi ısıtan sıcak şaraplar olmuştu.

Şarapevlerinden bahsetmişken sokaklardan ve eski taş evlerden de bahsetmeden olmaz. Şehrin sokaklarında yürürken sizler de ihtişamlı geleneksel eski taş evleri göreceksiniz ve tabiki de süslü kapıları.

Seramik

Kapadokya'nın size sunabileceği bir diğer güzel aktivite de "çamurla oynamak". 😊 Şaka bir yana seramik ve kilden yapılan yapılan malzemeler Kapadokya'ya özgü geleneklerden bir tanesi. Bir seramik kursuna katılmanızı öneririm. Öncelikle bir ustanın seramiğe nasıl şekil verdiğini izleyebilir sonrasında kendiniz de şaheserler ortaya çıkarmaya çalışabilirsiniz.

Uçhisar

Uçhisar, Kapadokya'nın ziyaretçilere sunmaya devam ettiği görsel şölenlerden bir tanesi. Kapadokya'nın bir çok bölümünde sizi doğal ve insan yapımı şaheserler karşılıyor. Uçhisar da hiç süphesiz bunlardan bir tanesi. Bir şarapevine uğrayıp şarap tadımı yaptıktan ve belki de bir seramik yapım eğitimine katılıp sonrasında güzel bir alışveriş yaptıktan sonra gitmenizi tavsiye edeceğim yerlerden bir tanesi. Blogumda bir kaç kere daha bahsettiğim gibi Uçhisar karlı bir zamanda ziyaretçileri etkileyici bir manzara ile karşılıyor. Bizim ziyaret ettiğimiz dönemde hem yerde ciddi miktarda kar bulunduğu gibi aynı zamanda da kar yağışı da hakimdi. Çekeceğiniz fotoğrafların eşsiz olacağına garanti edebilirim.

Göreme Milli Parkı

Peri bacalarını yakından en güzel şekilde deneyimleyebileceğiniz bu milli parkı mutlaka uğrayacağınız duraklar arasına almanızı tavsiye ederim. Belki biraz peri bacalarından bahsetmekte fayda olabilir. Peri bacaları yüzeyde sert, yerin altında yumuşak minerallerin olduğu bölgelerde zaman içerisinde yerin altından çıkan suyun akarken yumuşak yüzeyleri aşındındırdığı ancak sert yüzeylere çok fazla değişime uğratmadığı doğanın mucizevi oluşumlarıdır. Genel olarak peri bacalarının oluşumu birden fazla doğa olayı tarafından etkilenir; su, yağmur, rüzgar v.s. Kapadokya ise dünya üzerinde birçok yerde bulunabilen bu oluşumların en sık topluluklar şeklinde görülebildiği yegane alanlardan bir tanesine ev sahipliği yapıyor.

Şarap, hediyelik eşya ve seramik dışında hatıra olarak kendinize ya da sevdiklerinize satın alabileceğiniz bir hediye önerisi ile blogumuzu sonlandıralım o zaman. Zultanit taşı ile yapılmış güzel takı... Zultanit ile yapılan takılar ışığın dalga boyuna göre renk değiştirir. Bu da Zultanitten yapılan takıları eğlenceli bir hediye haline getiriyor.

Özet olarak Kapadokya sadece Türk turistlerin değil yabancı ziyaretçilerin de uzun zamandır radarında olan bir seyahat seçeneği. Kapadokya seyahat etmenizi şiddetle önereceğim yerlerden bir tanesi olacaktır. Seyahatinizi çok fazla kalabalığı önlemek adına belirli aylar arasında organize etmeniz, ziyaret deneyiminizi zenginleştirecektir. Özellikle yaz aylarında yoğun bir ziyaretçi akınına maruz kaldığı için belki de çok fazla ziyaret etmeyi tercih edilmeyen zamanlarda seyahatinizi planlayabilirsiniz. Şahsen kış aylarını tercih etmenizi öneririm. Kar zaten inanılmaz derecede etkileyici olan bir güzelliğe ayrı bir katman ve derinlik katıyor.

Bir sonraki seyahatte görüşmek üzere...

Seyahat Önerileri:

Konaklama: Kapadokya denince akla peri bacalarının ve taştan doğa harikalarının büyüsünü en güzel şekilde yaşayabileceğiniz mağara otelleri de gelir. Benim de önerim seyahatinizi böyle bir otelde kalarak taçlandırmanız olacaktır.

Otel önerisi: Aydınlı Cave Hotel